Aleyna Çakır’ın ölümünde baş şüpheli olan Ümitcan Uygun yeniden gözaltına alındı. En son Uygun ile görüşen 25 yaşındaki Esra Hankulu isimli kadın ölü bulundu. Uygun’un kadınla gece bir arada olduğu kamera kayıtlarından tespit edildi.
Aleyna Çakır’ı hepimiz tanıyoruz. Evinde asılı bir şekilde ölü olarak bulunmuştu bu gencecik kız. Aylarca da birçok kanıta rağmen hakkında cinayetle ilgili işlem yapılmayan Ümitcan Uygun’un tutuklanması en azından yargılanması için de ailesi, arkadaşları ve duyarlı vatandaşlar olarak çağrılar yapılmıştı. Bu çağrılar Müge Anlıda dahil olsa sonuçsuz kalmıştı. Hatta ifadeye gidecek olan annesi de ormanlık arazide başından vurulmuş bir şekilde bulunmuştu. Bütün oklar Ümitcan Uygun ve babasını gösteriyordu yine. Bundan da bir şey çıkmadı. Sadece cezaevi yüzünü geçtiğimiz Ocak ayında ‘uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanmak ve kullanılmasını alenen özendirmek’ suçundan tutuklandığı için gördü. Şimdi yine onun adını Esra Hankulu isimli genç bir kadının ölüm haberiyle anıyoruz. Gelin detaylara ve tepkilere hep birlikte bakalım.
21 yaşındaki Aleyna Çakır, gerçek adıyla Sema Esen, 3 Haziran günü evinde bornoz kuşağı ile kapıya asılmış bir şekilde bulunmuştu fakat önce Aleyna’nın ölümü televizyonlara “intihar” olarak yansımıştı.
Aleyna’nın ailesi, çalışma arkadaşları ve yakınları bunun intihar olmadığı söylemişti ve Ümitcan Uygun’un kendisine şiddet uyguladığı görüntüleri kamuoyuyla paylaşmıştı.
Aleyna’nın canlı yayında şiddete uğradığı görüntüleri de hep birlikte izlemiştik. Bu yayının ardından da Aleyna, Ümitcan Uygun’u şikayet ettiği ve koruma talebinde bulunduğu ortaya çıkmıştı.
Ümitcan Uygun hakkında da sadece “konut dokunulmazlığını ihlal” suçundan ceza istenmişti. “Hakaret ve basit yaralama” suçlarından “kovuşturmaya yer yok” kararı verilmişti. Anlayacağınız bir kadının ölümünden sorumlu tutulmadı ve yaşamına kaldığı yerden devam etti.
Aleyna’nın ölümünün ardından anne Gülay Uygun ifadesine 2 gün kalmışken, ormanlık bir arazide başından vurulmuş bir şekilde bulunmuştu. Sosyal medyada insanlar “susturma” cinayeti olduğunu dile getirmişti.
