İstanbul’da yürütülen “Yenidoğan Çetesi” soruşturması sırasında, soruşturmayı üstlenen Yavuz Engin’in makamında tehdit edildiği ortaya çıktı. Yapılan mahkeme duruşmasında, savcının ailesine yönelik ciddi ve sistematik tehditler aldığını anlattığı kaydedildi.

Savcı Engin, soruşturma sürecinde şu iddialarla karşılaştı:

• “Peşinde tetikçi var, annenle babanı İstanbul’a getirme” şeklinde yöneltilmiş tehdit mesajları.
• Eşi ve 2 yaşındaki kızını da hedef gösterir şekilde, “kızını, eşini, annesini, babasını… savcı beye acı vermek derdindeler ve kötü bir şekilde acı vermek derdeler” ifadeleri.
• Öte yandan, “3,5 yıl boyunca ailemden ayrı kaldım” şeklinde bir açıklama da yapıldı.

• İddianamede, kapsamında yürütülen soruşturmada savcıya yönelik “örnek gösterecek şiddet” hazırlıkları yapıldığı, aracının takip edildiği, evinin gözetlendiği gibi iddialar yer aldı.
• Şüpheliler tarafından, savcının özel hayatına dair bilgilerin paylaşıldığı ve “takip edildiği, telefonlarının dinlendiği” şüphesi olduğu belirtildi.
• Örgüt modelinin “silahlı hafiyelik örgütü” olarak nitelendirildiği ve kamu görevlilerinden veri temini yapabileceği iddia edildi.

• Tehdit iddialarına ilişkin dava, Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 13 sanığın yargılandığı şekilde devam ediyor.
• Öte yandan, dosyadan el çektirilme iddiaları gündeme gelmiş, ancak resmi makamlarca savcının görevinden alınmadığı açıklanmıştır.

• Bu olay, adalet sürecindeki savunmasızlığı, özellikle soruşturmayı yürüten savcının güvencesizce ailesinin hedef alınmasını ortaya koyması açısından önemli.
• Ayrıca, soruşturmanın kamuoyunda önemli bir yer tutan “Yenidoğan Çetesi” iddialarının devam ettiği sırada yaşanması, yargı bağımsızlığı ve kamu görevlilerinin korunması açısından ciddi bir sinyal.
• Savcının özel hayatına dair veri veya bilgilerin tehdit unsuru olarak kullanılması, hukuk devleti açısından önemli bir kırılma riski taşıyor.

Savcı Yavuz Engin’in açıklamaları ve iddianamede yer alan bilgiler ışığında görülen;

• Soruşturmayı yürüten bir kamu görevlisinin yalnız bırakılmış olması,
• Ailesinin sistematik biçimde tehdit altında kalması,
• Dahası, “eşin, çocuğun” gibi özel bilgilerle yapılan baskının varlığı

… Bu durum, yalnızca bir bireysel sorun değil, sistem içinde koruma mekanizmalarının ne kadar etkin çalıştığı konusunda da toplumsal bir sorgulama gerektiriyor.

Yargının üzerindeki baskı, tehdit ve aile hedefli müdahaleler adaletin işlemesi açısından ciddi bir tehdittir. Bu olayın, soruşturmayı yürüten iradenin korunması, koruma tedbirlerinin alınması ve benzer olayların önlenmesi için bir “uyarı” mahiyetinde değerlendirilmesi gerekiyor.

Yenidoğan Savcısı Yavuz Engin:

“Beni değil, Türk adaletini susturmak istediler. Ailemi hedef aldılar, dosyayı kapatmamı istediler.

Türk savcısı namusunu satmaz. 16 mermim, bir canım var; güçleri yetiyorsa gelip alsınlar.”

Konya Ekspres Haber Merkezi MUHABİR BİLGEHAN ATEŞ